"Ölmüyor. Ölmedi. Neden ? Bir kemik yığınına hapsoldu."

O tanıdık çürük koku, başladığı noktaya tekrar geri dönmek gibi hissettiriyor. Bir başka toplu mezarlığa. Çorak arazide batık kemikler ara sıra seçiliyor. Kuru ağaçlar kanla beslenmeye alışık gibi uğursuz. Tepede her an bir ölü bekleyen daimi leşçiller. Dengesizce sarsıldı ve bedeni titredi. Bir hıçkırık koptu boğazından ve hemen ardından titrek ve güçsüzce düştü. ...

O tanıdık çürük koku, başladığı noktaya tekrar geri dönmek gibi hissettiriyor. Bir başka toplu mezarlığa. Çorak arazide batık kemikler ara sıra seçiliyor. Kuru ağaçlar kanla beslenmeye alışık gibi uğursuz. Tepede her an bir ölü bekleyen daimi leşçiller. Dengesizce sarsıldı ve bedeni titredi. Bir hıçkırık koptu boğazından ve hemen ardından titrek ve güçsüzce düştü. ...

O tanıdık çürük koku, başladığı noktaya tekrar geri dönmek gibi hissettiriyor. Bir başka toplu mezarlığa. Çorak arazide batık kemikler ara sıra seçiliyor. Kuru ağaçlar kanla beslenmeye alışık gibi uğursuz. Tepede her an bir ölü bekleyen daimi leşçiller. Dengesizce sarsıldı ve bedeni titredi. Bir hıçkırık koptu boğazından ve hemen ardından titrek ve güçsüzce düştü. ...

Dünya da uzun bir süreden beri vardı. Sadece, canlılığın şarkısı güzel bir hikayeyle patladı ve şarkıcının çatlayan sesiyle kuru ve boğuk bir şekilde sonuna ulaştı. İnsanlığın masalı, son yapraklarını çevirdi usulca...

Sessiz, yağmur sesine ek olarak sadece hafif adım sesleri var. Kapı yavaşça aralanırken hafif hızlı nefes sesleri odada duyuldu. Yumuşak tatlı bir kokunun yanı sıra keskin kan kokusu tüm odayı doldurulurken gece karanlığında sadece bir çift yeşil göz vardı. *** Elinde uzun bir cisim, keskince ucu parıldıyordu. Belli belirsizce şeklini seçecek olursak... Balta! "Tuk" kan yere damladı. Balta hafifçe kaldırıldı, sivri ucu daha da parlarken üzerindeki kan aktı. "Bamm!" {Gelecek bölümlerden}

Savaş alanına varmak birkaç günü aldı. Zaten ağır olan koku daha da baskın hale geldi, bellerine asılı mataradaki su her yürüyüşte çalkalanarak baştan çıkarıcı bir ses çıkardı. Dudakları çatladı, dişiyle soydukça parçalandı. Yarayı yaladı ve sıcak havada inatla devam etti. Öğle vakitleri ve güneşin en tepede olduğu hali. Birkaç asker güneş çarpmasından bayıldı bile. At sırtında baygın bir şekilde ilerletildiler. Su var, ama içemez. İdareli kullanmazsa ne zaman öleceğini bilmiyordu...

<><><><><><><><><><><><><><><> "Sorun çok açık. Bu ruhsuz ve soğuk gezegen. İçinde ölü ruhları barındırıyor ama hep bir hayatta kalma savaşıyla bilendiler. Potansiyel avcılar onlar Barshan, her biri birer avcı. Senin burada yapamaman çok normal. Ancak bir başka avcı onlara dişlerini gösterebilir." <><><><><><><><><><><><><><><>

O gözlerin kendisini hedef aldığını gördüğümde tüm tüyleri şaha kalktı. Bir silahın namluları gibi sonsuz ve ani görünüyorlardı. O ufak delik, kafasında bir başka deliğe yol olacak ve coşkulu kan ile parçaları duvara aksiyon resmi çizecekti. Başka kimsenin hiçbir zaman yapamayacağı o eşsiz şahesere dönüşüverecekti birden. ◇◇◇

Beden dili, konuşma dilinden bile daha eskiye dayanan evrensel bir dildir. Hayvanlar aleminde özellikle sıkça kullanılır. "Köpeğin gözlerine bakma, saldırır" söylentisinin temeli buydu. Bakma, uzun yıllardan beri avcının ava kitlenmesiydi açıkça. Bakışma ise "meydan okuma" anlamına geliyordu. [Sistem: Vay be, kekoların gizemi çözüldü...] Hayvanlar aleminde bölge bilinci de yaygındı. Bölgeye hakim olmak...

Beden dili, konuşma dilinden bile daha eskiye dayanan evrensel bir dildir. Hayvanlar aleminde özellikle sıkça kullanılır. "Köpeğin gözlerine bakma, saldırır" söylentisinin temeli buydu. Bakma, uzun yıllardan beri avcının ava kitlenmesiydi açıkça. Bakışma ise "meydan okuma" anlamına geliyordu. [Sistem: Vay be, kekoların gizemi çözüldü...] Hayvanlar aleminde bölge bilinci de yaygındı. Bölgeye hakim olmak...

Yataktan kalktım. Çıplak ayaklarla betona basarak ilerledim. Masada bulunan kılıcı tek seferde elime alarak koluma derin bir çizik bıraktım.  Yarıldı derim ve yoğun kan yerlere damladı.  "Genç efendi gerçekten kötü bir çocuksunuz. Yeri neden kirletiyorsunuz ?"  "Ayrıca pek yemek yemediğin halde tekrar kustun!"  Burası gerçeklik.  Başını kaldırıp hizmetliye baktı ve solgun bir ifadeyle gülümsedi.  "Evet, üzgünüm. Sadece midem bulandı" 

Ben bir deliyim. Gözlerimi açarak başımı kaldırdım. "Sanırım hala da öyleyim" Pek çok hayat yaşadığını sanan bir deli olmak! Aman ne havalı! "Genç efendi! Genç efendi uyandı!" Ortada benden daha deli gözüken bir hizmetli kıyafetli kadın koşuşturuyor. Tanrım.. neresi burası deliler alemi midir ??? Uzandığım yataktan geri kalkmıştım ya ? Hah, işte geri yatıyorum. Yorganı da üzerime geri çekiyor bir de üstüne gözlerimi kapatıyorum. Allah'ım sen bana akıl ver, fikir ver. Amin.

Chatgpt'nin yorumu; "Belki de insanlar gerçeği kabullenmek yerine, kendilerini eğlencenin, para kazanmanın ve mutluluğun çılgınlığına kaptırmışlardı. Kendileri için değil, başkaları için değil, yalnızca kendileri için." °°° Yazarla Tanışın blogumdan, kurgum adına paylaştığım tanıtım bölümünden bir kesitti.

Fark ettim ki. Varlığım, tüm birikimim ve inancımla. Eldem kocaman bir sıfırdan başka bir sey değildi. Ne ilerlediğim yol ne de hayatım. Hatta varlığım ve kimliğimle koca bir sıfır. Sıfır ne demektir ? —Var olanlar arasında yok olan. İllüzyon gibi bir evren ve hayatlarda, kendilerine bile ait olmayan kimliklere inanarak yaşadık ve öldük. Ve ben...              ben arafta kalan.   Ne inanacak bir inancım kalmıştı ne de  gerçekliğim. Koca bir sıfırdı tek değerim. -Başlayacak-

Son zamanlarda uygulamanın donduğunu ya da çöktüğünü hissediyorsanız bu benim suçum, üzgünüm. Ama pişman değilim ve aklım hala yapmadıklarımda. Kısaca demem o ki bu plartforma 'düzgün' yazarları çekmek için tabiri caizse kıçımı yırtıyorum.Ve siz de etkilerini yaşıyorsunuz. Bu uygulama bana para vermeli. Herkesten çok reklamını yaptım lan. Duy sesimi yapımcı da paramı öde paramı. ___ Mevzubahis blogumun 9. Ve 23. Bölümleridir.

"Tanrı parçacığı, işte bütün mesele bundan türedi. " "Güçlerin ortaya çıkış sebebi de dahili pek çok gizemin sebebi. Tam olarak sır açığa çıkartılmış olmasa da bilinen şey şuydu ki, güclerin ana kayanağı kendisiydi. "Tanrı Parçacığı, adı üstünde fizik kurallarını hiçe saydığı ve bilinen tüm kuralları bozduğu için bu ismi almıştır. Insan elinin ötesindeki o gizemli gerçeklik, bu şekilde adlandırılmıştır" ____ Geleceğe giden Türk ninemizin macerası güncele yaklaşıyor! Takipte kalın~

《Türkiyede her şey geriden geliyor. Roman sektörü de ne yazık ki. Japonların anime sektöründe ileri düzeyde faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Koreliler webtoon sektöründe öne çıkıyor. Çinliler ise yazarlığı iş haline resmi olarak getirmiş bulunmaktalar. Qidian gibi resmi sitelerle, roman yayınlanıyor. Her bir bölüm parayla açılmalı kitap yazma sistemlerine sahipler. Bastırmadan ziyade internet romanları türemiş bulunmakta.》 Blogdan da bölüm paylaşılabiliyormuş öyleyse ben de atayım dedim

Mahşerden çıkmış gibi görünen ortamda, yıkık binalarla ve her an üzerine yıkılabilecek binaların arasında resmen mekik dokuyordu. İnsanlar her bir yandan toplanıp kendi elleriyle molozları kaldırdı. Umutlar tekrar tekrar yıkıldı ve yıkık moloz kenarlarına tek tek cesetler yığıldı. Ağlayanlar, ağıt yakanlar ve feryatlarla. "Bu cehennem" Gözbebekleri titriyordu. Etraf sonunda yavaşça solmaya başladı. Kendine geldiğinde önündeki ekranda silahın ismi belirdi. "Sana ölümünü gösterebilirim"

《O gece. Bebek ağlamaları sabaha kadar susmamıştı. Bebeğe eşlik eden babasının ağlamaları da. Ve enkazı kaldıran halkın da. O gece sadece ölüler suskundu. 》 13. Bölüm'den

"Hiç gerçekliği sorguladığın oldu mu? Normal gibi görünen şeylerde ne kadar derin manalar yattığı hakkında... "Düşünüyorum, öyleyse varım" demişti Descartes. Benim varlığım gerçek ise, peki ya diğerleri ? Var olabilmek için gerçeklikte olmak şart değildir. Şizofreni hastalarının zihninde de en gerçekçi yalanlar var olabilir. Ve o yalanlar da diğerlerinin zihinlerinde var olana kadar sahte olarak kalır. Herkes inandığında ise yalan, yalan olmaktan çıkar." Duyuru:Kendi kurgu evrenimi oluşturdum

[İsmi bu yapmak istediğinizden emin misiniz ?] Ufak bir uyarı penceresi belirdi. Lakin öncekinden daha hafif olan bu isimle kesinlikle emindim! [Kaydedildi.] [Ölü Yıldız Mıntıkası sakini. Sınıfsız, normal kişi. Derecesiz. Durumu yok. 14 yaşında, erkek. Öğrenim durumu belirtilmemiş.] [İsim: Azimli sıçan dağları deler!] Memnun bir ifadeyle gülümsedi. Sırf bakmak bile kanını kaynatıp onu motive ediyordu! Elbette hedefi dağları delmek olmayabilirdi ama en az onun kadar zorluydu! 21. Cp

Türkiyeden sıradan bi nine, gözlerini  açtığında gelecekteydi! Nine, tamamen suçlulardan oluşan Ölü Yıldız Mıntıkası'na bakarak mırıldandı. "Hassiktir La!" ___ Bu, küfürbaz ve radikal bir ninenin geleceğe gitmesinin, erkek kılığına girip terk edilmiş gezegenin fukara babası oluşunun, g.tüyle dağları devirip Federasyona sövüşünün ve en sonunda da Federasyondan rütbeli birine tutulmasının hikayesi. "Körebe oynamak gibiydi aşk, hepimiz kördük ebemizi gördük." Uyarı: Nine küfürbazdır.

"Gözlerim ayaklarına takıldı.Bay Ji'nin ayakları benim yönümden yavaşça geri çekiliyordu. Kalkmanın belirtisi, şüpheler giderilmiş olmalı.Polisin ayaklarının yönü de, yüzündeki ve hareketlerindeki sakinliğe kıyasla tam tersiydi. Ayaklar hafifçe sabırsızca hareket etti, yön kapıya hafifçe dönük. Gitmek istiyor. Sonuçta ayaklar ne isterse o yöne döner. Hatta bazı profesyönel pazarlamacılar müşterinin yönünü ve ayaklarını satmak istediği yöne çevirmeye çalışarak satış yaparlardı... "

"Peki... nasıl şüphelendin?" Limma cidden şaşırdı. Bu... tuhaftı. "Beden dilinden biraz anlıyorum" Limma'nın göz bebekleri titredi, düşündüğü şey miydi gerçekten ?? "Evet" yüz ifadesini gözlemleyen Yun, iç sesini okur gibi yanıtladı. "Ilk tanıştığımız zaman beni görür görmez korktun. Halbuki ben yeni komadan uyandım, hiç tanımadığın birinden korkmak" devamını getirmese de Limma anladı. Şüpheli. O da sistem gibi şüpheli olduğundan yanında tutuldu. Limma bu düşünceyle tekrar ürperdi.

Zaman durduğunda ve tan yeli vurduğunda hislerine fısılda. Rota, kalbine ulaşacak. O vakit denizler yarılıp çölden fideler fışkıracak. Sessizlik yalnızlığı değil, huzurunu simgelediğinde. Umut çiçek açacak. ✾✾ ____

Bulanık puslu anı zihninde tamamen yavaşça belirdi. Sisler dağıldığında kan revan içindeki bedenine sarılarak ağlayan iki çocuk ve yıkık moloz parçaları vardı. "Uuu, ablaaa" sızlanarak kolunu çekiştirdi. Ama ne yazık ki hangi kardeşi olduğunu bile göremedi. Güçsüzdü. "Sen de gitme" "Bizi terk etme" Yorgundu. "Çok uykum var" bilinçsizce fısıldadığı sözlerin son sözleri olduğunu bilmiyordu. [Geri dönemezsin] [İçe dönük ve karamsar oldular] Yalnız, ayrı ve terk edilmiş [Öldüler] Onlar öldü.

" ... Ay ışığıyla şımarmışcasına dağılan gümüş saçlar soluk bir ışık yaymakta. Karanlıktan yüzü görünmüyor ama mavi gözler ava odaklanmış gibi ona odaklanmakta... ... Gece. Gökyüzü puslu ve kasvetli. Gökyüzü sanki yere inmişcesine bulut benzeri sis etrafı sardı. Baykuş sesine eşlik eden birkaç böcek sesi de var. Karanlık..." Gelecek bölüm için >>>

"Limma bırak eş olmayı, cariye bile olmayı başaramamış basit bir yatak kölesiydi. Kullan at, her an yerine yenisi gelebilecek basit bir mal. Zorla itildiği kaderine yıllarca boyun eğmişti. Gözlerinde asla ulaşılamayacağı konumda bulunan bu kişiyi, yani hizmet ettiği adamına bugün isyan etti. Ellerini kana buladı, hayatlarının kararlarını verebilecek bu tanrı benzeri adamı öldürdü." 8. Bölümden.

"[Ben bir... sistem olarak amacım...] Söylemesi zor görünüyordu. [Kurgudaki kötü karakter] "..." Dur be! Kötü karakterlerin hiç iyi sonu yoktur!! Ve hiç kısır biri olmakla ilgilenmiyor, tembel! Çok tembel! "Yani ??" Daha fazla açıklama yap!! [Ugh... Efendim, şöyle ki...] [Size kısaca açıklamam gerekirse ömrünüz kısa ve ömrünüzü uzatmak için görevleri tamamlamak zorundasınız] "..." [Yaşamak istiyorsan] Vurgulayarak söyledi. "..." Nasıl bir tehditmiş gibi geliyor ?" >>7. Bölüm'den

"...Burnuna gelen hafif duman kokusu, kasvetli geceye ek bir his verdi. Gözbebekler deprem gibi titredi, hızla yerinden kalkıp pencereye yetişti. Yanıyor. Gökyüzüne yükselen kara dumanlar, hastanenin alt katından üst katına hızla sıçrayan alevler... Yanıyor. Hastane yanıyor! ... Alevler yutmak istercesine ona koşuyordu sanki, göz bebekleri odağını kaybetti. Yüzü karardı, bulanık mavi gözleri alevleri yansıtırken yerinden yavaşça kalktı. ..." Kurguma bekliyorum~

[Bu kurguyu tek bir cümleyle betimleyecek olsaydım büyük ihtimalle şu olurdu. 🖤Kötü adam, hikayesi anlatılmayan bir kurbandır.] <Karım çok yakışıklıysa ne yapmalıyım?!> kurgu sizi bekliyor~ (Ulan sürekli mesaj atan sapık spamcı dayılae gibi hissettim bi an kendimi.. tamam bu son bi daha atmıyom bişey falan)

[Dalda açmış gül taze canlı renkleriyle, güzel kokusu ve görünümüyle adeta büyülüyor ve insanları savunmasız hale getirerek keskin dikenlerinin görünmemesine sebebiyet veriyordu. Yılan sevdiği güle tırmanmak adına dalda ilerlerken keskin dikenleri ona batıyor, kanatıyordu. Buna rağmen sarhoş gibi ilerlemeye devam ediyordu.] <Karım çok yakışıklıysa ne yapmalıyım?!> kurgusu tanıtımından~

[Öldükten sonra, her şeyini kaybetmişti. Yaşamaya değer ne kaldı ki geriye ? Sadece intikam istedi lakin zaten bu iş halledilmişti.. ya da öyle sanıyordu... dirilişinin ve ölümünün sırrı açık ve netti. Birisi "Tanrıcılık" oynuyordu...] <karım çok yakışıklıysa ne yapmalıyım?!> kurgusundan~

<Gel gelelim asıl soruya, ne oldu da gözlerini bu bedende açtı ? Asıl bedenine ne oldu?> [Karım çok yakışıklıysa ne yapmalıyım?!] kurgusundan yarınki bölüm için bir kesit. Günlük bölüm güncellemelerinden haberdar olmak için takitpe kalın~