freedomking freedomking ❤️‍🩹

Lunaparkta gerçekleşen bir cinayet... Cani bir katil... İki katilin ortaklığı... Ve vatan haini sanılan bir polis... Kitapta adı geçen karakterler, yerler ve konu tamamen kurgudur ve gerçek hayatla bağlantısı yoktur. DİKKAT CÂNİLİK İÇERİR!!!!!!!


Suç 13 yaşın altındaki çocuklar için değil. © Bütün telif hakları saklıdır.

#suç #gizem #hain #casus #psikoloji #katilpsikolojisi #lunapark #cinayet #gerilim #katil #polisiye #crime #serikatil #katiller #suçortaklığı #polis #kan #dehşet #sanat #şaheser #space
6
7.4k GÖRÜNTÜLEME
Tamamlandı
okuma zamanı
AA Paylaş

GİRİŞ

İşte bugün o gündü...

Onun kendini bulacağı gün...

Terry; toprak kahverengisi gözleri, karmakarışık siyah saçları ve vücut yapısıyla gayet sağlıklı görünüyordu. Her zaman vaktinde kalkan düzenli biriydi. Her sabah beşte kalkıp sporunu ve kahvaltısını hiç aksatmadan düzenli bir şekilde yapardı. Tamamen dakik ve planlı bir insandı. İşine her zaman vaktinde gelip vaktinde çıkardı. İşlerin tıkırında gitmemesinden nefret ederdi. Her zamanki gibi bugün de beşte kalkıp sporunu ve kahvaltısını yapmıştı. Hızlıca hazırlanıp evden çıktı. Evi, bir apartmandı ve 6 katlıydı. Bu evi satın almak ona biraz pahalıya mal olmuştu. Ama evinden gayet memnundu. Her sabah olduğu gibi kapıcı Bay Simon'a selam vererek evden iş yerine doğru yürümeye başladı.


Terry'nin iş arkadaşlarıyla arası gayet iyiydi. Çünkü her zaman dakik ve sorumluluk sahibiydi. İş arkadaşları onun bu özelliğine bayılıyordu. Terry gayet arkadaş canlısı ve karşılıksız iyilik yapan biriydi. Bu yüzden onu kıskananlar dışında kimse ondan nefret etmiyordu. Terry, bir reklam şirketinde grafik tasarımcısıydı. İyi maaş alıyordu. Onu kıskananlar gerek aldığı maaşı gerekse onun yakışıklılığını kıskanıyordu. Ya da herkesle iyi anlaşmasını...


Aslında Terry iş arkadaşlarının sandığı gibi arkadaş canlısı, uyumlu ve yardımsever değildi. Onun da kendine göre prensipleri vardı. Ve bu prensiplerden asla ödün vermezdi. Bu konu gibi başka konularda da oldukça kararlıydı. Karar vermeden önce sağlıklı bir şekilde düşünür, en iyi seçeneğin ne olduğuna karar verir ve bunun sonuçlarını düşünürdü. Bu şekilde en mantıklı kararı verir ve kararının arkasında dururdu. Mesela geçen haftalarda bir olay yaşanmıştı:


Terry'nin önemli bir karar vermesi gerekiyordu. Bu karar şirketini iflas ettirebilir ve onu işinden edebilirdi. Terry sağlıklıca düşünüp kararını verdi ve bu kararını bütün şirket çalışanlarına sundu. Önemli olan onların kabul etmesi değildi. Çünkü Terry kendi kararlarına güveniyordu. Onların onaylamasını beklemiyordu. Sadece onlara haber veriyordu. Çünkü Terry'e göre onların düşüncelerinin hiçbir önemi yoktu.


İnsanlar ancak konuşurlardı. Sürekli ama sürekli... Hiç susmazlardı ve Terry insanların konuşmasından cidden sıkılmıştı. Resmen onların ağzını dikip çenelerini kapatmak istiyordu. Bu küçüklüğünden beri böyleydi. İnsanlar çevresinde durmadan konuşurdu. Mesela prestijli bir üniversite kazandığında onun çalışmasına, tavırlarına, üniversitenin kalitesine, her şeye ama her şeye laf etmişlerdi. Ancak kendi başarıları yok denecek kadar azdı. Onlara "Peki sen ne başardın?" diye sorulduğunda hepsi tek bir cevap veriyordu: "En azından ben hayatımı hayvan gibi çalışarak ziyan etmedim."


Bu cevap işte bu tek cevap Terry'i inanılmaz bir şekilde kızdırıyordu. Bu söyledikleri tek cümleyle işte o tek cümleyle onun bütün emeklerini çöpe atıyorlardı. Terry'i asıl kızdıran buydu. Çünkü bu cümle aklına sürekli küçüklüğünü getiriyordu. O anıları hatırlamak bile istemiyordu. Babasının onu geride bırakırkenki gülümseyişi ve annesinin gözleri önünde öldürülüşü...


Bu anılar, bu anılar olmasaydı belki hayatı böyle boktan olmazdı. Annesi ve babası gittikten sonra kimse ona sahip çıkmamıştı çünkü. Annesi ve babası ona böyle bir anı bırakmak zorunda mıydı? Özellikle de babası... Daha iyi anılar bırakmaları bu kadar mi zordu? Annesine asla kızmıyordu. Çünkü annesinin vedası isteyerek olmamıştı. Bir pislik ona tecavüz ederek onu öldürmüştü. Bunu yapan adam hapishaneye girip çıkmıştı. Çünkü adamda baya para vardı ve akrabalarının neredeyse yarısı hukuk alanında çalışıyordu. Tabii adalet de buraya kadardı.


Asıl kızdığı kişi babasıydı. Ondan nefret ediyordu. Terry'e göre babası dünyanın en aşağılık, en adi ve en iğrenç insaniydi. Ona annesi olmadan sahip çıkamayacağını ve ona göz kulak olamayacağını söyleyip onu ansızın terk edip gitmişti. Veda bile etmeden. Babası şuan yaşıyor olsa bile şuan onun için ölüydü. Terry anne ve babasını vedasız uğurladıktan sonra kendi evlerinde kalmaya devam etti. Hala da o evde yaşıyordu. Ancak faturalar ödeyemeyince su ve elektriği kesmişlerdi. İşte Terry o zaman dünyayı keşfetmeye başladı.


Bir iş bulmalıydı ya da bir yetimhaneye yerleşmeliydi. Yetimhaneye kesinlikle yerleşmeyecekti. Buna emindi. Çünkü ilkokuldaki gibi onu dışlayacak onunla dalga geçecek ve ona zorbalık yapacaklardı. Terry oldum olası sessiz bir çocuktu. Kendisine soru sorulmadan konuşmaz, konuşurken tekler ve kekelerdi. Çocuklar onun taklidini yaparak onunla dalga geçerlerdi. Öğretmeni onu anlamaya çalışırdı ama 2. kez cevap alamadıktan sonra onu keşfetmeyi bırakır olmuştu. Bu şekilde ilkokulu bitirdi. Ortaokula başladığında değişmeye karar verdi ama yapamadı. Çünkü ortaokul ilkokuldan daha berbattı.


Çocukların dalga geçişleri ve zorbalıklarının boyutu artmıştı. Terry her gün eve bir yarayla geliyordu. Onun yaralarını saracak kimsesi yoktu. Bu yüzden her şeyi kendisi deneyerek öğrendi. Daha ortaokulda bir iş bulmuş ve çalışmaya başlamıştı. Terry çok zeki bir çocuktu ve işin sırrını hemen anlıyordu. Bu da ayırt edici bir özellikti. Annesi ve babası varken, ilkokulda, her zaman sınavlardan en yüksek notu alıyor ve soruları sadece zekasıyla bile çözebiliyordu. Bu çocuklar da bundan dolayı ona zorbalık yapıyor ve onu dışlıyorlardı.


Ancak ortaokulda bu başarısı yerin dibine indi. Çünkü psikolojisi yerle bir olmuştu. Annesini ve babasını kaybetmesi onda büyük bir travmaya sebep olmuştu. Sınıf arkadaşları (tabii onlara arkadaş denirse) bunu öğrendiklerinde bir de bu yönden ona zorluk çıkarıyorlardı. Para, aile ve özgüven... Bu üç kelime Terry için yok gibiydi. Özgüveni ilkokuldan sonra tamamen kırılmıştı.


Derken günler günleri kovaladı... Terry artık üniversitedeydi. Bambaşka bir işe girmişti ve eğitim masraflarını bu işten kazandığı para ile karşılıyordu. Bunu yaparken hiç zorlanmıyor ama bunun haksızlık olduğunu düşünüyordu. Onun bölümündeki herkes ailesinin veya yakınlarının verdiği parayla idare ediyordu. Ancak Terry 2 yarı zamanlı işe girmiş ve eğitim masraflarını karşılamak için bu 2 iş yüzünden uykusuz kalıyordu.


Üniversitede Terry tepeden tırnağa değişmişti. Eskiden ne kadar içine kapanıksa şimdi bir o kadar sosyal ve dışa dönüktü. Hatta üniversitede bir kızdan hoşlandığını kıza söylemiş ve kızla birkaç ay çıkıp ayrılmışlardı. Bu ayrılıktan sonra Terry böyle işlerle sonrasında hiç uğraşmamıştı. Tamamen kariyerine odaklanmıştı. Onu buralara getiren de bu odaklanmaydı zaten. İşinde ve insanlar arası ilişkide iyice gelişmişti. İşinden ve ilişkilerinden gayet memnundu.


Aldığı bencilce kararlardan hiç pişman olmamıştı. Biri de o ayrılıktı. Zaten ne zaman bir karar verse onu en iyi seçenek olduğunu düşünürdü. İşiyle ilgili aldığı bir kararda üstleri ve altında çalışanlar onu sürekli eleştirdiler. Onun hakkında "Tam bir aptal, buralara nasıl gelmiş? Ben o mevkide olsam çok daha iyi kararlar verirdim. O mevkiyi hak etmiyor, düşünme özürlü resmen." cümlelerini kullanıyordu. Bunların hepsini arkasından söylüyorlardı ancak hepsi Terry'nin kulağına gidiyordu. Terry bu laflara alınmıyor aksine bu laflara gülüyordu. Çünkü verdiği kararın üstünden biraz daha zaman geçerse ne kadar verdiği doğru bir karar olduğunu anlayacaklardı.


İnsanlar Terry'nin aptal olduğunu düşünürken Terry asıl aptalın onlar olduğunu düşünüyordu. Gerçekten de böyle oldu. Birkaç yıl sonra Terry'nin aldığı karar şirkete yüksek miktarda para kazandırmıştı. Hatta bu sayede terfi bile almıştı. Onun arkasından aptalca cümleler söyleyenler utancından kızarmışlardı. Bazıları ise bunu söylemediğini aslında Terry o kararı alırken hak verdiğini söylemişti. Terry bundan nefret ediyordu.


İki yüzlü ve çıkarı doğrultusunda hareket eden insanlar... Onları görmek bile istemiyordu. Onlar Terry için hayvandan daha aşağılıktı. Tabii ki onlara olan nefreti babasına olan nefretine ulaşamazdı bile. Daha önce birkaç kez aptallık edip babasının nerede olduğunu öğrenmeye çalışmıştı. Sonra bu kadar vaktini boşa harcamasına üzüldü ve bunu yaptığına pişman oldu. Çünkü onun için vakti değerliydi. Üniversite,2 yarı zamanlı iş...


Zamanını harcayacak çok şeyi vardı. Bir de bunların arasına babasını bulmayı düşünüyordu. Bir zaman düşündükten sonra bu çok aptalca geldi ona. Kendisini gözünü bile kırpmadan terk eden bir adam. Hem de annesinin ölmesinden sadece 1 saat sonra. İşte bu yüzden babası ona göre tam bir pislikti. Yüzüne bakılmayacak biri....


Bu kadar sosyal, dost canlısı, uyumlu ve belli prensipleri olan biri nasıl olurda bir cinayetle içli dışlı olabilirdi? İşte bu gün o gündü... Kendisini bir cinayetin içinde bulacağı gün... Onu buna iten şey ne olacaktı?

18 Temmuz 2023 13:58 5 Rapor Yerleştirmek Hikayeyi takip edin
4
Sonraki bölümü okuyun Bölüm 1

Yorum yap

İleti!
Yu Mə Yu Mə
Sen aslan burcu musun hı (⁠⌐⁠■⁠-⁠■⁠)
September 27, 2023, 00:09
Yu Mə Yu Mə
Etrafındaki insanları, onlara gösterdiğin kişiliğinden ve başarılarından dolayı, hakkında aptalca şeyler söylettirecek kadar kıskandırabiliyorsun! Yani mükemmelsin Terry! ✨🎉
September 27, 2023, 00:09

Yu Mə Yu Mə
Dikkat canilik içerir yazısını gördüm ve başlamaya karar verdim (⁠~⁠‾⁠▿⁠‾⁠)⁠~
September 26, 2023, 23:58
~

Okumaktan zevk alıyor musun?

Hey! Hala var 20 bu hikayede kalan bölümler.
Okumaya devam etmek için lütfen kaydolun veya giriş yapın. Bedava!