7
2.1mille VUES
En cours - Nouveau chapitre Tous les 30 jours
temps de lecture
AA Partager

İpsiz Mahallesi 1. Bölüm


Merhabalar,

Öncelikle okuduğunuz ve vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.

Bu deneysel olarak başladığım bir hikayeydi ve devamını yazmak için vaktim olmadı. Buradaki yorumlarınız ne yönde olursa, devam etmem yönünde desteklenirse devamını yazacağım. Yorumlarınız bu hikaye için çok daha önemli, teşekkür ederim.


Talihsiz olaylar ile hayatına devam eden bir mahalle, adı İpsiz mahallesi. İpsiz mahallesinden bahsediyorsanız, kafanıza karpuz düşebilir, veya kocaman bir çamur kamyonu devrilebilir. Kepçeler sabah sizin evinizi yıkıyorken, buna aldırış etmeden sizi işinizi uğurlayabilirler. Sokakların direkleri çalınabilir mesela sabah yerinde bulamazsınız akşam sizi aydınlatan. Gece olduğunda karanlık sokağınızda lamba patlamış mı diye merak edip baktığınızda direğin olmadığını görürsünüz. Şaşırmak mı, bu kadar doğal bir şeye şaşılabilir mi hiç. Burası ipsiz mahallesi burada evinizin sabah üzerinizde olmasından da mutlu olmayı bilmeniz gerekir. Camlarınızın sabaha karşı kırılmış olmasını da umursamamalısınız. Eviniz yerinde ise, o gün şanslısınız demektir.

Birçok mahallede olağanüstü karşılanacak şeyler bu mahallede normal şeylerdir. Bu mahallede her şey olabilir ve buna kimse şaşırmaz. Burası İpsiz mahallesi. İsminden bilinir buranın namı. İpsiz ipsiz olmadı hiçbir zaman kendi kendine, mazide büyük olaylar sonucu bugüne geldi bu mahalle.

Bu mahalle ile ilgili çok şey söylenir. Neden bu isimle anıldığına dair birçok şehir efsanesi vardır. Hangi saçma hikayenin doğru olduğunu ise kimse bilmez, ama teorikte hepsi doğru sayılır ve herkes saçma olsa bile saçma diyemez saygı duymalıdır bu bir ritüeldir. Jokerin her defasında dudağındaki yaraların neden olduğunu farklı bir hikaye ile anlattığı gibdir bu hikayeler de. Bir efsaneye göre, mahallenin delikanlıları burada yolda kalan bir aracı çekmeye çalışan vincin ipini çıkarıp, aracı elleri ile çekmişler. Büyük olay olmuş, mahalleli gençlerin gücü kuvveti gazetelerde yer bulmuş. Koca kamyonu ipleri söküp çekince kendini bilmez bir gazeteci "İpsiz"ler diye bir başlık atıvermiş. O gün bugündür ipsiz mahallesi diye bilindiği söylenir.

Bir başka efsaneye göre ise bu mahallenin sakinlerinin kurduğu bir iş yeri, şehrin en büyük iş merkezi Glasso Plaza'nın asansör işini almayı başarmışlar. İri yarı cüsseleri ile yıllardır asansör işinde başarılı olan bu işyeri bu sayede böyle bir büyük işi almayı başarmış. Herşey bitmiş teslim edilmiş, açılışa az bir zaman kala tüm gazete televizyon bu açılışı bekliyorken, asansörün 10 kişilik yapıldığı aslında 15 kişilik asansör aparatları takılması gerektiğini fark etmişler. Neyse ki işleri çok kolay diye endişe bile etmemişler. Asansörün önüne notlar asmışlar, zincir çeki ipini değiştirmek için çıkarılmış. Kapalı olan plaza açılışa hazırlık için temizlik sırasında son katta duvarlardaki son boya problemlerini gideren boyacının asansör kapısına boya dökmesi nedeniyle büyük bir temizlik işi çıkmış. Temizlik sırasında da tüm notlar her şey silinmiş tinerin etkisi ile. 1 gün sonra iş merkezine açılış öncesi satış yapmak için tanıtıma gelen yönetim kurulu ve yanlarında kalabalık iş adamları topluluğu aşağı inmek için asansöre binerler. 13 kişi asansör ile acı bir şekilde aşağı çakılırlar. İçerisindeki insanları tanımak bile imkansız derecede feci bir kaza olur. Bu asansör kazasında doğrudan suçları olmasa bile, bu işyerinin yaptığı bir hata olarak duyulur ve mahallenin ünü çıkar. Plaza açılışını bekleyen tüm basın için odak değişir ve bu kazaya yönelirler. Sonunda da işyeri sahipleri hapse girer. Tüm basın "İpsiz Asansörcüler" diye ad takarlar. Girdikleri hapishanede de herkes onlara İpsiz'ler diye hitap eder. O günden sonra da onların adı İpsiz kalır.

Mahallenin adı İpsiz neden oldu bilinmez tam anlamıyla ama, bu mahallenin adına yakışır bir hayat sürdüğünü de herkes bilir. Bu mahallede İpsiz sakini değilsen, senin için sokaklarında yürümesi zor olabilir. Eğer bu mahallenin bazı kurallarını bilmiyorsan başına ilginç olaylar gelebilir. Örneğin yolda yürürken, başına bir yumurta atılırsa bile önüne dönüp devam etmelisin. Çünkü bu mahalle yerlilerinin senin hakkında düşüncesini diğer sakinlere gösterme biçimidir. Sana yoğurt da fırlatabilirler, mesela buna sevinmelisin. Çünkü bu senin için ak pak biri olduğunu anlatmak isteyen bir mesajdır diğer insanlara. Böyle garip şeyleri yaparlar ve bu onların normalleridir.

Bu mahallenin muhtarı herşeyidir. Polisi, savcısı, hakimi ve bekçisi daha ne kadar ulu makam mevki var ise, muhtar bu mahallenin herşeyidir. Onun söylediğinden dışarı çıkılmaz, kimsenin bir yere yazmadığı ama uyduğu kurallarına uyulur, uymayanlara gereken cezayı muhtar belirler. Eğer ipsiz sakini isen, İpsiz kurallarına göredir herşey. Rasim bey, namı diğer Muhtar Rasim derler kendisine. Muhtar adının çok ötesinde bir yönetici. Uzun boylu, iri yapılı ama şişman değil, bakımlı bir fiziği ile güçlü kuvvetli bir yapıya sahip. Siyah saçlarının bir kısmı aklaşmış, 38-40 yaşlarında, güneş gözlüksüz tuvalete bile gitmeyen, sade giyimli birisi. Kot pantolon üzerine, penye tshirt giymek en tercih ettiği giyim tarzı. Ayakkabısı da genelde parlak ve siyah rugan giyer. Saçları genelde çok kısadır, kıvırcık olduğu için uzatmayı da hiç sevmez. Babacan ve mahallesine aşık birisidir. Mahallesinde herkesin mutlu olmasını ister ama, tek derdi vardır güç. Güçlü olmak, karakterinin en büyük takıntısıdır. Mahallesine bir mahalleden çok kendi ülkesi gibi bakar.

Bir karanlık gece, sokağın loş ışıkları arasında, bir araç gölgesi ışıkları kapalı şekilde üzerine geliyor. 3 kişi var arabada, mahallesinde belki 5. turu atıyorlarken onu gördüklerinde yüzlerindeki amaca ulaşma rahatlığını görmesi hiç hoşuna gitmemişti. Ellerindeki silahları gizlediklerini tahmin ediyordu. Niyetleri hiç iyi olmayan 3 kişi 300 metre öteden onu görmüşlerdi. Muhtar telaşlı idi, çünkü yanında bu saatlerde dışarı çıktığında her zaman taşıdığı tabancası yoktu. Aracın ışıklarının kapalı şekilde sessizce yol alırken onu gördüklerinde hızlarını arttırmaları hiç iyi bir işaret değildi. Duvar kenarında idi, ardında ise henüz kepçelerin kazdığı bir inşaat çukuru vardı. Az zaman sonra araçla yanlarına gelen adamlar sert bir fren yaparak durdular. Araçtan 2 kişi ellerinde silah ile inip, doğrudan muhtarın yüzüne sert bir darbe vurmuştu. Burnu kanamaya başlayan Rasim'e bir şeyler söylüyorlar ama o duymuyordu. Aldığı şok ile sadece karşısındaki kişinin ağzının kıpırdadığını görüyordu. Giderek bu duruma sinirlenen adamlardan birisi, araca binip bu sefer ışıkları yakıp, hızla Rasim'in üzerine sürmeye başlamıştı. Hızla sürmüş, sürmüş ve sonrasında çarpmanın etkisi ile derin bir inşaat çukuruna yuvarlanırken, Rasim kan ter içerisinde gözlerini açmıştı. Nefes alamıyordu. Soluk soluğa kalmıştı. Bu kabuslar yakasını bırakmıyordu.

Kan ter içerisinde uyanınca, hemen yataktan kalktı ve pencereyi açtı. Pencereyi açınca içeriye giren temiz hava iyi gelmişti. Güneş de eşinin yüzüne yansıyınca çok daha güzel görünüyordu artık. Işığın parıltısı altında, eşine bakıyordu. Gördün mü yine kabuslar bırakmıyor yakamı diye mırıldandı. Yaşadığı şoku attıktan sonra dolabından eşyalarını aldı. Siyah pantolonunu ütüledi, hazırlandı ve yavaş adımlar ile muhtarlık ofisine doğru yol almaya başladı.

Sokakta yürürken karşı komşusu Ahmet Bey'in küçük oğlu koşarak yanına geldi. Henüz konuşmayı sökememişti ama kendince bir şeyler anlatıyordu. Tuttu Rasim'in elinden ve yürümeye başladı. Sonunda onu götürdüğü yer zaten gitmekte olduğu muhtarlık ofisi idi. Muhtarlık ofisini gördüğünde dehşete kapılmıştı. Camları kırılmış kapısı zorla açılmış ve içerisindeki tüm mobilyalar darmadağın olmuştu. Çocuğun o panik ve endişesinin nedenini şimdi anlıyordu. Rasim donup kalmıştı. Bir an gece gördüğü rüya acaba gerçek miydi diye düşünüyordu. Sonra kendisini topladı ve böyle bir şeye kim cüret edebilir düşüncesi içerisinde ofisinin içerisine girip çalınan ve zarar verilen ne varsa onları belirlemeye çalışıyordu.

Muhtarlık ofisi İpsiz mahallesinin en önemli yerlerinden birisiydi. Bu ofiste öyle ikametgah vermek kadar sınırlı işler yapılmazdı. Bu ofis bu mahallenin karargahı idi. Bu ofis giderse bu mahalle de artık İpsiz mahallesi olamazdı. Bu yönüyle buraya yapılan saldırı herkese yapılmış sayılırdı. Muhtarlık ofisinin önünde, kocaman bir toplanma alanı vardı. Bu alanda mahalleli toplanır ve gerekli tüm duyuru ve toplantılar bu alanda yapılırdı. Bu olayı gören Rasim derhal çığırtkan çocuğu çağırdı. Çığırtkan çocuk, 18 yaşlarında sesi güzel ve hitabeti iyi olan Rasim'in görevlendirdiği Kadir Bey'in oğlu idi. Ne zaman ki bir duyuru mahalleye yapılacak olsa, mahalleli bunu bu çığırtkan Ziya'dan duyardı. Bugün Ziya herkesi muhtarlık ofisine yapılan saldırı için muhtarlık meydanında toplanılacaktır diye duyurdu. Sokaklarda bisikleti ile, ağır ağır ilerler duyurusunu tekrarlardı. Kırmızı bisikletin önünde büyükçe bir kova altında açtığı delikten geçirdiği bir boruyu mikrofon gibi kullanarak sesinin her yerden duyulmasını sağlayabiliyordu.

Muhtar kimse ile hiçbir şey konuşmamıştı. Mahallenin akil heyeti denilen 5 kişiden oluşan yaşlı ve deneyimli insanların oluşturduğu grupla bile bir şey konuşmamıştı. Mahallenin önemli sorunlarında veya yeni kuralların getirilmesinde ve diğer tüm kararlarda bu heyet etkili olurdu. Muhtar'ın 3 oy ve diğer heyetteki kişilerin 1 er oy etkisi olacak şekilde oylama yaparlar ve bu şekilde kararlar alırlardı.

Öğle saatlerine doğru saat 11 sularında tüm mahalleli muhtarlık meydanına toplanmıştı. Herkes geldiğinde muhtarlık ofisini görüp dehşete kapılıyor idi. Dehşet duygusu az sonra yerini olan bitenin sebebini anlıyor düşüncesine yerini bırakıyordu. Ve bu her şeyin daha yeni başladığının farkında oldukları bir eylem olduğunun da farkındadırlar.

22 Décembre 2022 17:52 0 Rapport Incorporer Suivre l’histoire
3
Lire le chapitre suivant İpsiz Mahallesi 2. Bölüm

Commentez quelque chose

Publier!
Il n’y a aucun commentaire pour le moment. Soyez le premier à donner votre avis!
~

Comment se passe votre lecture?

Il reste encore 3 chapitres restants de cette histoire.
Pour continuer votre lecture, veuillez vous connecter ou créer un compte. Gratuit!