Hızlı adımlarla balo salonundan çıkıyordum ki Özer kolumu tuttu, "Nereye?"
Kolumu savurup yürümeye devam ettim. Bu sefer Burak önüme geçti, "Ne oluyor?"
Onu da geçmeyi başarmıştım ki kapının hemen önünde Mehmet beni tuttu. Ne kadar çırpınmaya çalışsam da Mehmet oldukça güçlü sıkıyor bir yere gitmeme izin vermiyordu. En sonunda ilk kelimem yüksek bir sesle ikincisi ise bir o kadar cılız çıkacak şekilde konuştum, "Lütfen, bırak."
Mehmet kollarını gevşetti, "Tamam sakin olalım, Burak arabayla geldin değil mi? Biraz kafa dinlemeye gidelim."
Burak başını sallayıp eliyle takip edin işareti yaptı. Ben arkada Mehmet ile otururken Özer ön koltukta oturuyordu. Takım elbiseli dört genç ağzını bile açmadan arabayla bir yerlere gidiyorduk. Nereye gideceğimiz konuşulmadı, Burak sadece sürüyor diğerleri de konuşmuyordu. Özer bu sessizliği birkaç kelime ile bozdu, "Kenarda bir yerde dur da içecek bir şeyler alalım." Biraz ilerde bir markette durduk ve Özer arabadan inip markete girdi. Beş dakika sonra elinde siyah poşetlerle geri döndü ve yolculuk hız kesmeden devam etti, nereye gittiğimizi bilmeden.
En sonunda şehrin biraz dışında bir tepeye geldik. Şehir ışıkları çok güzel parlıyor ama tek bir ses bile çıkmıyordu. Özer elindeki siyah poşetten birer birer bira çıkarıyor Burak ve Mehmet'e veriyordu. En sonunda benim karşıma geldi, "Ben alkol almıyorum Özer, bilmiyor musun?"
Özer poşetin içinden kutu kola çıkarıp sertçe göğsüme yapıştırdı, "Biliyorum."
Göğsüme yapışan kolayı tutup arabaya yaslandım.
Burak, "Evet, anlatacak mısın yoksa polis mi çağıralım?"
Gözümü Ay'a diktim, "Baktı bana, çok güzel baktı. Çok iyi birisin ama seni arkadaştan fazlası olarak göremem dedi."
Özer, "O kadar şey söyledin, çok güzel iltifatlar ettin. Hepsini tam duymadım ama yakınındaydık. Cevabı bu kadar kısa mı oldu?"
Yaşaran gözlerimi aşağıda duran şehre çevirdim, "Evet, bu kadar basit bir cümle ile reddetti. Ölmedim belki, yıkılmadım da ama içimden sanki çat diye bir ses geldi. Kırıldım, içim darmadağın oldu, kalbim yandı, kendimi küllerin arasında kalmış gibi hissediyorum."
Mehmet, "Kendini kaybetme kardeşim, sen gerçekten çok güzel sevdin ama bazılarına ağır geldi demek ki bu sevgi."
Burak, "Olsun be, hayat öyle de böyle de devam edecek. Biraz üzülürüz beraber ama çok uzun sürmesin, dağılmayalım."
Özer, "Niye yaptın, niye reddettin diye soramıyorsun. Nedeni olsa bile bir önemi yok artık. Bir kere cevap aldık, hayatımıza devam edelim. Bir şekilde etmek zorundayız."
*****
Erkekler balo salonunu terk ederken pistte yapayalnız dört kız kalmıştı. Melis, Ece, Bahar ve hepsinin gözü Sinem'in üzerindeydi. Nihayet Sinem hareketlendi ve o da balo salonunun dışına doğru yürümeye başladı. Tam çıkışta Ece tuttu kolundan, "Gitme, zaten kırdın bari parçalama."
Sinem tam olduğu yere çökecekken Bahar iki koltuğunun altından tutup tekrar ayağa kaldırdı, "Kendine gel ne yapıyorsun? Yürü balo salonunun az ilerisinde bir çay bahçesi var oraya gidelim."
Bunun üstüne dördü beraber balo salonunu terk etti, çok hızlı değil ama tempolu adımlarla yürüyor birbirleriyle tek kelime konuşmuyorlardı. Sanki söylenecek bir şey kalmış gibi.
Biraz yürüyüşten sonra nihayet çay bahçesine gelmişler ve bir masaya oturmuşlardı. İlk önce Melis konuştu, "Ne oldu?"
Sinem olanları anlattı, aldığı iltifatları ve verdiği cevabı. Sonra kendi kendine döndü, "Ben ne yaptım?"
Ece, "Seni çok seven ve sana değer veren birini kırdın."
Bahar, "Sana karşı duyguları saf sevgiden ibaret olan birini geri çevirdin."
Melis, "Düşünmedin, düşünmeden hareket ettin. Biz kızların sorunu da bu zaten. Sadece olay anını düşünürüz, gelecekte olacak veya olabilecek şeyleri değil."
Sinem ellerini yüzüne kapadı. Sesi boğuk geliyordu, "Keşke bu geceyi başa sarabilsem. Bu defa hata yapmazdım, bu defa şansı mahvetmezdim."
Bahar, "Henüz şansın bitmiş değil. Bir kez daha konuşmaya çalış."
Ece, "Olmaz." diyerek çıkıştı.
Melis, "Nasıl olmaz?" diye karşılık verdi.
Ece, "Zaten yeterince üzdünüz canım arkadaşımı. Bırakın ben konuşayım. Ayrıca bir iki haftaya sınav var. Sınava kadar toparlanın, sınavı atlatalım tekrar konuşursunuz."
Sinem dolmuş olan gözlerini bir peçete ile kuruttu.
*****
Mehmet ne kadar otelde kalalım çocuk biraz yalnız kalsın diye ısrar etse de Ece bu gece beni yalnız bırakmadı ve bizde kaldı. Birer bitki çayı almış gecenin son demlerinde balkonda bize bakan Ay'ı izliyorduk.
Uzun sessizliği ben bozdum, "Neden böyle oldu?"
Ece, "Herkes senin kadar düşünceli veya ince fikirli değil Demir."
"Ben mi yanlış yaptım?"
Ece elini omzuma koydu, "Sen hayatımda tanıdığım en güzel kalpli insansın. Seni tanıyıp reddedebilecek insan ya her anlamda kördür ya da akli dengesi yerinde değildir."
Az da olsa gülümsedim.
"Ha şöyle biraz gül ya. Bıktık artık dram dram nereye kadar."
"Bir kez daha konuşsam mı?"
Ece'nin kaşlarını çattığını görmeden bile hissedebilirdim, "Saçmalıyorsun yapma, saçmalama."
"Saçmalanmaz zaten taranır."
"Ah, kaçıncı kattayız atlamak istiyorum. Allah'ım kulaklarımı benden al ama çok uzun süre değil Demir espiri yapsın bitirsin sonra geri ver."
Bu defa gerçekten güldüm, "Sen bir espiri yap ona gülelim o zaman."
Ece oturduğu sandalyede biraz kıpırdandı, "Günün birinde bir çocuk varmış reddedilmiş, bitti."
Omzuna hafif bir yumruk attım"Ya çok kötüsün."
"Ya Demir, hep sen beni teselli eder böyle acı şakalarla güldürürdün. Bak devran döndü, şu halime bak be resmen akıl ve moral veriyorum."
"Eee ne yapacağız şimdi?"
Ece ayağa kalktı, "Seni bilmem ama sanırım ben uyuyacağım. Sana da aynısını öneririm, çok düşünmemeye çalış. Sınav geçsin yine düşünürsün ama şu sınav geçene kadar düşünme bir şey."
Hemen ardından içeriye gitti. Ben de son bir yudum alıp odama çıktım.
Neden böyle oldu, neden beni sevmedin, nerde hata yaptım?
Sorulacak bir ton soru var ama cevaplayacak kimse yok. Niye bu kadar keskin oldun ki? Konuşacağım bir ton şey vardı seninle ama söyleyecek hiçbir şey bırakmadın bana. Ece haklı, sınav geçene kadar düşünmemeye çalışayım. Daha sonra düşünürüm.
Bir şans daha?
Vielen Dank für das Lesen!
Wir können Inkspired kostenlos behalten, indem wir unseren Besuchern Werbung anzeigen. Bitte unterstützen Sie uns, indem Sie den AdBlocker auf die Whitelist setzen oder deaktivieren.
Laden Sie danach die Website neu, um Inkspired weiterhin normal zu verwenden.