Sabah uyandığında gözlerinin arasından güneş ışığı süzülüyordu. Yaşadığı tatlı dinçlik duygusu ile anın tadını çıkarıp bu süreyi uzatabildiği kadar uzatmak istemekteydi. Dün olanların farkında olmadığı için gayet sıradan bir gün yaşayacağı beklentisi içerisindeydi. Yatağında uzanmaya devam ederken saate baktı ve hiçbir işinin olmamasının verdiği rahatlık ile saatin 11 i geçmesi bile onu rahatsız etmiyordu. Sıfırı tüketmiş olmanın verdiği hafiflik ve kaybedecek bir şeyi kalmayan birisi olmanın kazandırdığı özgürlüğü ile artık dünya yansa umurunda olmayabilirdi. Halbuki dün olanları unutmuş gibiydi, sanki olanların farkında değildi.
Hava çok soğuk değildi ancak yine de bir battaniye vardı üzerinde. Tatlı tatlı yarı uyanık şekilde yatağında uzanmaya devam ederken, sağ kolu ile battaniyeyi biraz aralamak istedi. Tarifsiz bir acı hissetmişti. Yalnız başına yaşıyordu ve sıradan bir pazar günü olduğunu düşündüğü bu günde kolunda hissettiği acı onu panikletmişti. Canı yanınca hemen elini eski konumuna aldı. Acı bir süre daha devam ettikten sonra sabit kaldığı için azalarak yok olmuş ve yeniden konforlu şekilde uzanmaya devam edebilmişti. Merak içerisinde idi ve bulanık zihni sorulara cevap bulmasını engelliyordu. Sol eli ile battaniyeyi üzerinden araladı ve sağ kolundaki bu acının ne olduğunu anlamak istiyordu.
Sağ kolunu kıpırdatmamaya dikkat ederek, boynunu biraz zorlayıp bakmaya çalıştı. Elinde bir çiçek tuttuğunu görmüştü. Çiçek yatağın içerisinde havasızlıktan buruşmuştu. Ama çiçeğin hiç daha önce gördüğü bir çiçeğe benzemediğini fark etti. Aslında çok bilindik çiçek türlerinden olan bir papatya türü çiçekti. Ancak bilinenlerden farklı olan yönleri vardı. Gece siyahı rengindeki yaprakları, şeytani bir kırmızılığa sahip göbeği ve çok daha kalın olan sap kısmı ile farklı olduğunu anlamanın kolay olduğu bir çiçek tutuyordu elinde.
Kolunun yüzeyinde derisi üzerinden görülebilen hiçbir yara izi yoktu. Bu nedenle sağlık yönünden bir sorunu olmadığını düşünüyordu. Az önceki acının anlık olduğunu ve hatta psikolojik olabileceğini düşünüyordu. Ağrı hissetmediği için bir anlık boşluğuna geldi ve çiçeği eli ile kavrayıp almaya çalıştı. O anda yine aynı acı ortaya çıkmıştı ve dayanamayıp parmaklarını kapatamamıştı.
Tarifi zor ve daha önce hiç hatırlamadığı bir acı yaşıyordu. Sanki damarlarının içten geriliyor gibi bir hisse sahip dayanması imkansız bir ağrı oluşmaktaydı. Ağrının temel kaynağının parmaklarını kıpırdatmak olduğunu fark etmişti. Sağ kolunu kıpırdatabiliyordu ancak parmaklarında en küçük bir hareket dayanılmaz bir acıya dönüşüyordu. Uyku sersemliğini biraz biraz atmaya başlamıştı. Çiçeği elinde neden tuttuğunu anlamaya başlamıştı.
Herşeyin ideal olduğu mükemmel bir dünyada olsaydık nasıl olurdu. Erfahre mehr darüber Armanya.
Vielen Dank für das Lesen!
Wir können Inkspired kostenlos behalten, indem wir unseren Besuchern Werbung anzeigen. Bitte unterstützen Sie uns, indem Sie den AdBlocker auf die Whitelist setzen oder deaktivieren.
Laden Sie danach die Website neu, um Inkspired weiterhin normal zu verwenden.